Üniversitelerde okulun bitimine yakın herkesi final telaşesi sarar. Fakat bazı öğrenciler final sınavını kaçırabilirler. Böyle bir durumda mazeret bildirerek sınava girebilirler mi? Bu sorunun cevabı çok önemli.
Herkesin de bildiği üzere neredeyse tüm üniversitelerde final ve bütünleme sınavlarının mazeretleri ne yazık ki olmuyor. Yani sizin için belirtilen sınav tarihi ve saatinde sınava girmekten başka çareniz yok. Diğer türlü hiçbir şekilde bu sınavlara giremiyorsunuz. Belirttiğim durum bütünleme sınavları için geneldir fakat final sınavları için geçerli değildir. Final sınavlarının mazeret bildirme durumu üniversiteden üniversiteye farklılık göstermektedir. Üniversitelerin kendi senatoları bulunur ve bu senatolar önceden bu bilgileri karara bağlarlar ve öğrencilerle paylaşırlar. Üniversitede çok yaygın olarak bilinmese de paylaştıklarını bilin. O yüzden herhangi bir sınava giremeyecekseniz mutlaka mazeret kabul edip edilmediğini önceden sorun ve öğrenin.
Örnek vermek gerekirse Selçuk Üniversitesi’nde ki final sınavlarında asla mazeret kabul edilmiyor. Sınava size belirtilen zamanda girmeniz gerekiyor. Aksi halde direk olarak bütünleme sınavlarına kalıyorsunuz ve geçmek için çok çaba harcıyorsunuz. Final soruları bütünleme soruları ile aynı olursa işiniz kolay tabii, orası ayrı.
Eğer mazeret kabul eden bir okuldaysanız mutlaka mazeretinizi gösteren resmi bir evrakın yanınızda bulunduğundan emin olun. Aksi halde kimse sizin sözünüze bakaraktan mazeret sınavına sokmaz. Eğer finale ve bütünleme sınavına girmedim ama mazeretimi okulum kabul etmiyor diyorsanız çok geçmiş olsun. Seneye bu dersi vermek için uğraşacaksınız. Eğer bazı üniversiteler gibi tek ders sınavı veya yaz okulu gibi uygulamalar varsa yine dersten geçmek için bir nebze şansınız var demektir. Bunu iyi değerlendirin.
Mazeret sınavına girmek için gerekli olan belgeler genelde hastaneden alınan sağlık raporu, polisten alınan rapor veya akrabanızın ölüm raporları olabiliyor.
Özellikle popüler anlık mesajlaşma uygulaması olan MSN’in kapatılmasından sonra ciddi bir kullanıcı kitlesine ulaşan Skype, MSN uygulamasına nazaran daha modern ve gelişmiş bir yapıya sahip olduğu açıkça görülüyor. Microsoft şirketinin üzerinde çok durduğu ve çok değer verdiği bir yazılım olan Skype, kişisel ve kurumsal fark etmeksizin herkesin kullandığı ve sevdiği bir anlık mesajlaşma yazılımı olmasıyla da dikkat çekmektedir.
Skype uygulamasından kısaca bahsettikten sonra geçelim asıl konumuza; Skype kullanan kişilerin en çok merak ettiği ve sorduğu soru olan Skype konuşma geçmişi nasıl silinir? Sorusuna bu yazımızda yanıt vereceğiz.
Dilerseniz hemen Skype konuşma geçmişi silme işlemi nasıl yapılır anlatmaya başlayalım;
Öncelikle Skype uygulamasını açıp hesabımıza giriş yapıyoruz. Skype uygulamasının en üst menüsünde yer alan Araçlar bölümüne gelip açılan küçük kısımda Seçenekler yazısına tıklayalım. Ardından karşınıza bir pencere açılacaktır ve bu pencerenin sol tarafında yer alan Gizlilik butonuna basalım. Gizlilik butonuna bastıktan sonra açılan seçeneklerde Geçmiş Kaydı isminde bir kısım yer alacaktır. Geçmiş Kaydı adlı kısmın hemen altında Geçmişi Sil seçeneğinden isteğinize göre geçmişi silme işlemini gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca o kısımdan geçmiş konuşmaların kayıt edilip edilmeyeceği konusunda da seçiminizi yapabilirsiniz.
İşte sadece bir kaç işlem sayesinde Skype hesabınızda ki konuşma geçmişini silebilir ve konuşma geçmişi hakkında istediğiniz ayarları ve seçenekleri yapabilirsiniz.
Bugün sizlere ne tür sitelerden düzenli olarak parasal yarar sağlarız bundan bahsedeceğim.
Çoğu insanın internetin bu derece geliştiğinden maalesef ki haberi yoktu geçtiğimiz dönemlere kadar. Fakat artık internet üzerinden de para kazanmanın mümkün olduğunu görebiliyoruz. Fakat internet üzerinde ne tarz siteler para kazandırır, içeriği ne olmalıdır, siteden uzun süre para gelmesini nasıl sağlayabiliriz gibi birçok soruda insanların bilgisi halen bulunmuyor.
Bugün bu soru başlıklarına cevap arayalım.
Açacağımız internet sitesi mutlaka sektörel olmalıdır. Genele değil özele hitap etmeli ve tamamen o yönde ilerlemelidir. Siteyi bu alanda geliştirmek hem hit açısından hem de beğenilere bağlı backlink olarak geri dönüş sağlayacaktır. Açtığımız siteyi mutlaka %100 özgün yazılarla geliştirmeliyiz. Kopya yazılar hiçbir işimize yaramayacaktır. Arama motorlarının yeni güncellemeleri artık kopya içeriği olan sitelerin yükselmesine olanak sağlamıyor. Kopya yazıyla açtığınız konuların çoğu sıralamalarda bile çıkmayabiliyor.
Açtığımız siteye ilk iki ay kesinlikle reklam almıyoruz. Siteye alınan reklam link çıkışı demektir ve arama motorları sitelerde ilk zamanlarda yoğun link çıkışını pek normal bulmaz ve sitenize ceza bile verebilir. Para kazanacağım diye ileride gelecek olan paralardan da olmamak adına ilk aşamalarda kesinlikle reklam almamanız gerektiğini tekrar tekrar belirtmek istiyorum.
İnterneti ve siteyi para kazanma uğruna açan kişiler aceleci kişilerdir ve direk olarak para kazanmak isterler. Fakat sitelerin hepsi için ilk iki ay boyunca sürekli para gerektiren işlemler gereklidir. Haliyle cebimize para girmesi yerine para çıkışı olmaktadır. Bu durum bilgi sahibi olmayan site sahibini olumsuzluğa düşürür fakat başarıya giden yolda çekilen çilenin kutsal olduğunu unutmaması gerekir. Verilen paralar er yada geç geri dönecektir.
Eğer site ile ilgilenecek vaktimiz yok ise sitemize editör bulabiliriz. Bulduğunuz editör sizin için sitenize her gün içerik girişi sağlar ve arama motorlarında yavaşça yükselmenize yardımcı olur. Editörünüz site içerisinde günlük olarak konu eklerken sizinde sitenizi sosyal medyada tanıtmanız gerekir. Editör tarafından yazılıp sitenizde yayınlanan her yazının okunması, siteniz için pozitif bir durum sağlayacaktır.
Eğer sıfırdan bir site kurma işlemini riskli buluyorsanız mutlaka geliri olan siteler bulmamız gerekiyor. Bulduğumuz sitelerin gelirlerinin en az 6 ay boyunca düzenli geldiğinden emin olduğundan sonra almak faydanıza olacaktır. Çünkü, tek ay 200-300 lira almış bir siteyi insanlarımız “düzenli geliri var” diyerek satmaya çalışmaktadır. Site alırken bir bilene danışmak ya da arama motorları üzerinden site alırken nelere dikkat etmemiz gerektiğini öğrenmek bize kolaylık ve fayda sağlayacaktır.
Teknolojinin ne kadar büyük bir nimet olduğunu hepimiz anlamışızdır artık. Hatta bu konuya özel olarak dilimizde “devir teknoloji devri” diye bir deyim bile türetmiş bulunuyoruz. Olağanüstü bir biçimde hızla gelişen teknoloji, çağımızda yararlanmanın, istifade etmenin yanı sıra aşırı tüketim hastalığını da meydana getirdi.Yani insanlar ihtiyacı olan teknolojinin çok daha üstünde bir teknoloji alarak misliyle para vermeyi kendilerinde bir meziyet olarak görmeye başladı.
Konumuza en iyi örnek teşkil eden teknolojik cihazlar hiç kuşkusuz cep telefonları yeni adıyla akıllı cep telefonları olacaktır. Çıktığı günden bu yana sıra dışı bir gelişim gösteren telefonlar, bilgisayarların yapabildiği prosedürleri yapabilmenin yanı sıra, neredeyse kaliteli bir fotoğraf makinesinden çok daha iyi çekim yapabilen birer cihaz haline geldiler. Bu nedenle akıllı telefon olarak isimlendirilen cep telefonları, barındırdıkları teknolojiyle doğru orantılı olarak yüksek fiyatlara eriştiler. Şuan piyasaya bir göz atacak olursanız fiyatı 3000 TL’ye yakın olan telefon modellerini görmeniz mümkün olabilir. Önceki satırlarda da açıkladığım gibi iletişim kurmak bir yana her prosedürünün yapılabildiği akıllı cep telefonları akıl almaz bir tüketim hastalığını da beraberinde getirdi. Akıllı telefonların birçok fonksiyonunu kullanan iş adamları, bireyler haricinde birde sırf gösteriş olması amacıyla bin liralar verip satın alanların sayısı gün geçtikçe biraz daha artmaya başladı. Düşünsenize telefonu yalnızca yes tuşuna basmaktan farklı bir şey için kullanmayan bir kişi 1000 – 2000 TL verip bilgisayar ayarında telefon kullanır oldu. Buda başlıktan açıkladığım gibi çağımızda salgın bir hastalık olan pahalı telefon alma sorunsalını meydana getirdi.
Sizinde bu konudaki yorumlarınızı almak istiyorum. Bu sorun bir tek beni rahatsız ediyor olamaz.
2014 yılı beklenin aksine bir çok abiye markasını beraberinde getirdi. Abiyenin kadınların giyiminde nasıl bir yerde olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Şık ve rahat bir abiye kadınların iç dünyasını bile değiştirecek güce sahiptir. Kadınlar abiyeye gösterdikleri titizliği çok az şeye gösterirler. Özenle defalarca denenen abiyeler ancak alınabilir duruma gelir. İlgi çekmek isteyen her kadının ilk tercihi çoğu zaman abiye olur. Özel bir gecede ya da bir davette giyilen şık bir abiye kadının etrafındaki herkesin ilgisini çekmesini sağlar. Bu da kadınların hoşuna giden bir şeydir.
Abiye konusunda önde gelen markalardan olan Marchesa’da 2014 senesi beyaz ağırlıklı sade bir yıl olacağa benziyor. Modellerde genelde sadeliği ve şıklığı en iyi yansıtan beyaz ve tonları kullanılmış. Birçok kadın da bu modellerin etkisinde. Bunun bir göstergesi olarak verilen ön siparişlerin muazzam yoğunlukta olmasını gösterebiliriz. Beyaz modeller üzerindeki küçük ve şık süslemeler küçük detaylarda aslında ne kadar büyük bir tasarım şöleni olduğunu gösteriyor. Modellerin genel yapısı kısa kollu ve dekolteli olarak göze çarpıyor. Bu sayede kadınlar hem dikkat çekme konusunda aradıklarını buluyor hem de kısa kollu olmasıyla rahat bir abiye taşımanın hazzıyla kendini daha mutlu hissediyor. Dekoltenizi şık ve uyumlu takılarla kombine ettiğinizde ise çok daha müthiş bir görüntü ortaya çıkıyor.
Unutmayın, kıyafet size aradığınız her şeyi veremez sizin de yapacağınız onu olduğundan çok ama çok daha iyi gösterecek küçük hamleler vardır. Kısa kollu modellerin daha çok tercih edilmesinin bir nedeni de uzun kolların çoğu zaman istenilen tasarımda olmamasıdır. Kadınlar kıyafetin herhangi bir detayını beğenmezlerse iş zordur. Uzun lafın kısası Marchesa modelleri abiye tutkunlarının aradığını bulacağı bir adres. Kumaş ve işçilik konusunda içiniz rahat olsun istiyorsanız bu markayı şiddetle tavsiye ediyoruz.