Bazen gözlerle ifade edilemez duygular..O zaman kalemin gücü başlar..

Bir Webmaster Forumu Nasıl Olmalıdır?

11 yıl önce Necati tarafından yazılmıştır.
anasayfa
anasayfa
anasayfa

Webmaster Forumları, yıllardan beri en çok rağbet gören mekanlardandır. Webmaster Forumları bir sanal ortamdan ziyade sanki bir lokal, bir dernek, bir kurum havasındadır, kimi zaman bir arkadaşın evinde toplanılmış da sohbetler ediliyor samimiyetindedir. Bu güne kadar bir çok yerli ve yabancı webmaster forumunu takip ettim. Yöneticilik yaptığım forumlarda oldu, bu zaman zarfı içerisinde edindiğim tecrübe bana “bir webmaster forumu nasıl olmalıdır?” sorusunu cevaplayabilmem için söz hakkı verdi.

Bir webmaster forumu ilk önce güvenilir olmalıdır. Güvenilir olmalı çünkü, webmaster forumlarında bilgi alış-verişi kadar ticari alış-verişlerde yapılmaktadır.
Üyelik şekli davetiye sistemi ile olmalıdır. Bu davetiye sistemi ile alınan üyelikler kendini naza çekme, kendini kıymetli gösterme, gizemli hale getirmek için değildir, davetiye sistemi ile üye alımı yapılırsa üyeler kontrol altında tutulur. Referans sistemi gibi düşünebiliriz. Örneğin, Ahmet isimli uzman bir webmaster, Mehmet isminde bir arkadaşını davet ederse, Mehmet üye olabilir. Herkes elini kolunu sallaya sallaya üye olmamalıdır. Her isteyen istediği zaman üye olursa, şu an mevcut webmaster forumlarında yaşanan kirlilik oluşur.

Üyeler kullanıcı adı alabilmeli ancak, gerçek adı ve soyadı profilinde görülmelidir. Hatta herkes gerçek ismi ile üye olmak zorundadır gibi bir zorunluluk ile işin ne kadar ciddi olduğu gösterilebilir.

Yönetim şekli Türkçe olmalıdır. Öyle admin, moderatör yada coadmin gibi ibareler yerine, Site Yöneticisi, Bölüm Yöneticisi , Forum Yöneticisi, Bölüm başkanı, Birim sorumlusu, Başlık sorumlusu gibi ibareler kullanılmalıdır.

Webmaster forumlarında mutlaka üyelerin kendi portföy sayfası olmalıdır. Orada linkler, resimler, grafikler, logolar yayınlayabilmelidir. Gerekirse deviantart gibi, isim.webmasterforumu.com gibi bir subdomain ile üyelere özel alan tahsis edilmelidir.

Yeni konu açma ve konuya cevap yazma adabı olmalıdır. Öyle kahvehane gırgırı edasında… ‘’ arkadaşlar acil bakın’’ başlığını açıp ‘’ arkadaşlar wordpress sitemin anasayfası kayboldu bir el atın şu garibe’’ gibi bir konu açılmamalı ve buna müsaade edilmemelidir.

Çok güzel açılmış bir konuya yazılan cevaplarda önemlidir. Kişi gelip derdini çok güzel bir şekilde anlatmış ya da paylaşımını yapmış, başa bir üye gelip altına ‘’sağol’’ yazıp gitmiş ya da derdine derman olmak niyetiyle ‘’ msn adresimi ekle yardım ederim’’ gibi bir cevap yazmamalı ve buna müsaade edilmemelidir.

Webmaster forumunun en önemli özelliklerinden birisi domainidir. Alan adı çok güzel olmalıdır. Bu forumun başarılı olmasına bir engel midir? diye sorarsanız değildir, hatta bu güne kadar domaini webmaster ile alakalı olmayanlar da başarılı olmuştur. Örnek verelim ; r10.net sitesi, Türkiye’de ünlü bir webmaster forumudur. Bu forumun domaini aslında Ronaldinho’nun Fenerbahçe’ye transferi söz konusu olduğunda alınan bir domainmiş, ancak sonra transfer yatınca bu dahiyane domain kapama operasyonu da yatmış. Ancak arkadaşlar azmetmişler ve bir futbolcu domaininden müthiş bir webmaster forumu çıkarmışlar. İyinet.com isimli webmaster forumu da başarılı forumlar arasındadır. İsmi webmaster ile alakalı değildir ancak başarılır.
Wmaraci.com isimli webmaster forumu ise, domaini ile tam bir webmaster forumudur. Yanılmıyorsam ilk açıldığında yalnızca webmaster araçlarını barındırıyordu, pagerank sorgulama gibi işlemler yapılabiliyordu daha sonra forum bölümü eklenerek şık bir iş çıkardılar. Şu an bekli de Türkiye’de en büyük webmaster forumu olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Bu sebepten bir webmaster forumunun domaini güzel olmalıdır. Webmasterforumu.com, webmstr.com gibi yada biravucwebmaster.com gibi bir domain ile işe başlanmalıdır. Aksi halde de başarılı olunabilir ancak bu jenerik domain ile başarılı olma olasılığından daha düşüktür…

Üyeler bölümlere ayrılmalıdır. Grafikerlerin bölümü, Web dili bölümü, Program bölümü gibi bölümlere ayrılmalı ve o bölümlerdeki konular ile uzmanlaşmış kişiler yönetici yapılmalıdır.

Gerekirse webmaster forumlarında cüzi bir miktar üyelik ücreti alınmalıdır. Bu para sömürmek için değil, forumdaki üye kalitesini arttırmak adına olmalıdır.

Webmaster forumu kendi tasarımını yapmalıdır, özgün olmalıdır. Vbulletin forum kurup, default vbulletin teması ile bu iş olmaz. Biraz göze hitap etmek gerekir. Vbulletin kullanılabilir ancak kendine özel bir tasarım ile başlamalıdır. En nihayetinde bir webmaster forumu kendini giydirmekten aciz olamaz değil mi ?

Bir webmaster forumu nasıl olmalıdır sorusuna benim verebileceğim cevaplar bunlardır. Sizlerinde ekleyeceğiniz şeyler varsa yazabilirsiniz.

Makale Yazarı: Vural Egemen Sarıgöz

4.963 kez okundu.
12 Yorum Yapıldı

Kararsızlık!

11 yıl önce Kenan Bozkurt tarafından yazılmıştır.
anasayfa
anasayfa
anasayfa

Nereye gitsem, hangi yoldan gitsem, hangi arabayı alsam, hangi evde otursam, hangi elbiseyi alsam, hangi, hangi, hangi?… Böyle sorular bazı insanların kafasını kurcalar hep. Bu insanlar, iki arada bir derede kalan insanlardır. Yani “kararsız” insanlardır. Ne yapacaklarına bir türlü karar veremezler.

Hayatında mutlu olamayan insanlar varsa bu tür insanlardır. Durun size kararsız kalmakla ilgili çok güzel bir hikaye anlatayım: Kararsızlığıyla ün yapmış bir paşa vardı. Öyle karasızdı ki bir iş yapacak olsa şöyle mi yapsam böyle mi yapsam, bir yere gidecek olsa şuradan mı gitsem buradan mı gitsem diye düşünene kadar saatler geçerdi. Bir gün bu paşa bir köşk yaptırmak ister. Ve devrin en ünlü mimarını çağırarak “Bana güzel bir köşk yapacaksın, ben de seni memnun edeceğim.” dedi. Paşanın huyunu bilen mimar, “Başüstüne paşam ama bir şartım var. Köşk tamam oluncaya kadar siz hiç gelmeyeceksiniz, ben de size fevkalade bir köşk yapacağım.” Paşa çok kızdı ve “Ne münasebet! Kendi köşküme niçin gelmeyecekmişim?” deyince mimar, “Paşam, sebebi şu: Siz gelirseniz işe karışır; oraya değil buraya, öyle değil böyle yap vesaire şeyler söyler, işi uzatırsanız. Sonra köşk kıyamete kadar bitmez!” deyince paşa razı olur ve gider.

Aradan aylar geçer, köşk tamamlanır. Mimar, paşaya haber gönderir. Paşa gelir, gerçekten de güzel bir köşk olmuştur. İçini gezmeye başlayınca paşanın keyfi kaçar ve mimara bağırır. “Mimar efendi, mimar efendi! Böyle koskoca iki katlı köşkte sadece bir tane tuvalet olur mu? Niçin fazla yapmadın?” Mimar, sakin sakin cevap verir. “Aman paşam! Vallahi sizi düşündüm… Eğer iki veya daha fazla tuvalet yapsaydım,ihtiyacınız geldiği zaman ona mı gitsem, buna mı gitsem diye karar verene kadar iş işten geçerdi!”

Kararsızlık, bizi her türlü olumsuzluğa götürebilir. Onun için siz siz olun kararsız kalmayın. Unutmayın ki “En kötü karar, kararsızlıktan daha iyidir.”

Makale Yazarı: Muammer Karabıçak


3.210 kez okundu.
1 Yorum Yapıldı

İstiklâl Marşı’mızın Açıklaması Nedir?

11 yıl önce Necati tarafından yazılmıştır.
anasayfa
anasayfa
anasayfa

İstiklâl Marşı’mızın açıklaması ile ilgili çalışmamızı bugünün anısına sizlere sunuyoruz:

1. KIT’A

Yazar bu kıtaya “korkma” sözcüğü ile başlamıştır. Burada “korkma” sözcüğü “endişelenme” anlamına gelir. Bu sözcükle şair halka seslenmiştir. “Sönmek” sözcüğü ise, ölmek manasındadır. Bayrağımız her zaman göklerde dalgalanacaktır. Türk milletinin simgesi bayraktır. Bu topraklar üzerinde son bacası tüten ev kalana kadar da bayrağımız dalgalanmaya devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü o bizim bayrağımızdır. Eğer bayrağımız, zaten göklerde dalgalanmıyorsa biz söneriz yani ölmüş, tarih sahnesinden silinmiş oluruz.

2. KIT’A

Şair burada “çatma” diyerek bayrağa seslenmiştir. ‘Ey Türk bayrağı bizden sevgini esirgeme, bize kızgınlıkla bakma. Burada ‘bayrak’ insana benzetiliyor. İnsan gibi üzülen, insan gibi kızan bir canlı haline sokuluyor. Bayrak nazlıdır. Naz yapan sevgisini saklar. Biraz da bayrak kızgındır. Çünkü 1921 yıllarında ülke düşman işgalindeydi. Bayrak bu yüzden üzgün ve kızgındır. Ayrıca bayrak sevgisini halktan saklamaktadır. Ama Türk askerleri savaşta düşmanla çarpıştı. Bayrak için şehit ya da gazi oldu. Üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdi. Şimdi askerler bayrağa hakkını helâl etmek için onun kızgınlığından, çatık kaşlılığından vazgeçmesini istiyor. Doğruluğa, Allah’a inanan milletlere bağımsızlık uygundur.

3. KIT’A

Türk milleti olarak bizler tarih sahnesine ilk çıktığımızdan beri bağımsız yaşadık. Hiçbir ülkenin egemenliği altına girmedik. Bizi kim egemenliği altına almayı düşünüyor. Bunlar ancak çılgın olabilirler. Burada ‘çılgın’ sözcüğü ile ‘düşmanlarımız’ kastediliyor. Bizi egemenliği altına almak isteyenler gerçekleri görmeyen, Türk tarihini bilmeyenlerdir. Türk milleti egemenlik söz konusu olduğunda hiçbir engel tanımaz. İnsanın bendi kendi nefsidir. Burada bend derken şairin kastettiği insanın kendi vücudu, yaşama bağlılığıdır. Fakat vatanın bağımsızlık savaşı söz konusu olduğunda Türk halkı her şeyi bir kenara bırakır. Kanının son damlasına kadar savaşır.

4. KIT’A

Düşman Batı’dan ilerlemektedir. Her yeri silahlarla doldurmuşturlar. (Çelik zırhlı duvar: Silahlardır.) Düşman bütün silahlarını kullanabilir. O işte böyle sadece ‘ulur’. Buradaki ulumak sözcüğü düşman askerlerinin silahlarından çıkan seslere deniyor. Bu silahlardan çıkan sesler korkunç bir canavarın sesine benzetiliyor. Düşman sadece ulur. Fakat Türk halkının içinde bulunan imanı asla yenemez. Düşman zaten yaşlanmıştır. Son demlerini yaşamaktadır. Bunu ‘tek dişi kalmış canavar’ sözlerinden anlıyoruz. Ayrıca ‘medeniyet’ sözcüğü de bizim için kullanılmamıştır. Çünkü tırnak içinde kullanılmıştır. Bu sözcüğün sonuna ünlem işareti de konmuştur. Yani bu sözcüğün tersini anlayacağız.

5. KIT’A

Şair burada “arkadaş” diyerek Türk askerine seslenmektedir. Her ne olursa olsun memleketimize düşmanları sokma. Siper askerin kazdığı kanaldır. Askerin bedeni siperde korunur. İşte sen de vatan için gövdeni düşmana karşı siper et. Vatanını böylece koru. Vatan uğruna şehit olursan cennet sana müjdelenmiştir. Allah’ın sana vadettiği günler şehit olduktan sonradır. Bu mertebeye her an ulaşabilirsin.

6. KIT’A

Yurdumuzun batı bölgelerinde savaş devam etmektedir. İstanbul’da eğlenen bazı şairler ve askerler diğer yerleri basit bir toprak parçası olarak görüyorlar. Ey mehmetçik, sen bu bölgeleri sıradan bir toprak parçası olarak görme. Bazı insanlar vatanın toprak olduğunu gerekirse satılabileceğini söylüyorlar. Sen sakın öyle düşünme. Çünkü bu topraklar için zamanında ataların kanlarını feda etmişlerdir. Toprak altında nice kefensiz yatan şehit vardır. Başkası ne düşünürse düşünsün. Senin önüne dünyayı da verseler bu cennet vatanı, atalarının kanları ile suladığı bu torakları kimseye verme. Burada iki insan tipi karşılaştırılıyor. Birincisi gerçek vatanseverler; ikincisi ise eğlenceyi düşünen insanlar. Atalarımızı üzmemek ve vatanımızı korumak için tek dişi kalmış canavarla savaşmalıyız.

7. KIT’A

Bu kıtada şehit konuşuyor. Şehit için vatan çok kutsaldır. Atalarımız bu toprakları almak için şehit olmuşlardır. Her yer onların kanlarıyla sulanmıştır. Öyle ki toprağı sıksan şehit fışkıracak. Şehit, vatanı hiçbir şeyle değişmiyor. Canıyla, sevgilisiyle, ekonomik varlıklarıyla değişmiyor. Ona gönülden bağlıdır. Vatan cennete benzetilmiştir. Bu güzel yer için herkes ölümü göze alır. Yeter ki onu öz vatanından ayırmasınlar.

8. KIT’A

Şehit Allah’tan dilek diliyor. Dileği şudur: Düşman askerleri yurdumuza girmesin. Camilere yaklaşmasınlar. Ezan sesleri hiç susmasın. Sonsuza kadar bizim olan yurdumuzda ezan sesleri inlesin.

9. KIT’A

Burada şehitler konuşuyor. Yabancılar yurdumuzu terk etti. Düşmanı yendik. Kurtuluş gerçekleşmiştir. Camilerde ezanlar okunmaktadır. Ezanlar susmamıştır. Ben bir şehit olarak çok mutluyum. Gözümden kanlı yaşlar akıtırım, bu da yetmez. Benim için dikilmiş bir mezar taşı vardır. Mezar taşlarım bile savaş sonucundan dolayı secde edeceklerdir. Burada şehidin rüyası vardır. Şehidin rüyası gerçekleşmiştir. Ayrıca bu kıt’a da süssüz bir mezar anlayışı vardır. M. Akif burada süsten uzaklaşıyor.

10. KIT’A

İkinci kıt’ayla bu kıt’a birbirine benzemektedir. İkinci kıt’a da endişeli bir durum vardır. Bayrak kızgındır. Ama burada bayrak mutludur. Çünkü bizler Kurtuluş savaşını kazandık. Sonsuza kadar da bayrak mutlu olacaktır. Çünkü Hakk’a inanan bütün uluslara bağımsızlık vardır.

Makale Yazarı: Muammer Karabıçak

2.580 kez okundu.
1 Yorum Yapıldı

Baba mı? -Kalsın…

11 yıl önce Kenan Bozkurt tarafından yazılmıştır.
anasayfa
anasayfa
anasayfa

Bende eksik olan şeyleri, başkalarında gördüğümde hep imrenirdim. Mesela babam… Etrafımda babalarından şikayet eden kızları can kulağıyla dinlerdim hep. Benim kavga edicek bir babam olmadı. Bana bağırıp çağıracak, sonrada pişman olduğunda gelip ne diyeceğini bilemeyecek bir babam olmadı. Giydiklerime karışan bir babam olmadı. Okuduğum kitapları, seyrettiğim filmleri, dinlediğim müzikleri gizlice kontrol eden bir babam olmadı. Eve 5 dakika geç kaldığımda, başıma bir iş gelmiş olabileceğini düşünen bir babam olmadı. Erkek arkadaşım olduğunu öğrendiğinde dünyası başına yıkılan bir babam olmadı. Çevremin beni kötü yola düşürmeye çalışan adamlarla dolu olduğunu düşünen bir babam olmadı. Bütün kızların vardı kavgalı olduğu bir babası. Ve hepsi bütün o kavgalardan sonra dönüp dolaşıp yine barışmışlardı babalarıyla. Birbirlerini anlamış, herşeyi affetmiş, eski günlere dönmüşlerdi. Çünkü bir kızın kalbi her zaman babasına aittir. Babanın kalbi de kıza. Benim hiç kalbim olmadı. Bu yüzdendir ki insan düşünüyor, “hata bende mi?” diye… Ancak hiçbir zaman kendimi suçlu bulamıyorum. Çünkü yaşadığım hayat şartları beni buraya getirmiş ve başkalarının söylemleriyle, yaptıklarıyla yaşamak zorunda kalmışım. Mahkemeler bile annem ile babamı ayırırken aslında beni hayattan ayırmış olduklarının farkında olmadan yapıyorlar tüm işlemlerini. Başkalarının hayatlarında sadece yan unsur olmaktan sıkılan bir kız oluyorsunuz bir süre sonra… Ama yine de yaşamaya, kalbinizdeki ve çevrenizdekilerle uyum içerisinde yaşamaya çalışıyorsunuz.

Öyle bir gün geliyor ki karşınıza bir erkek çıkıyor. Bütün sorunlarınızı, streslerinizi, sevincinizi, üzüntünüzü beraber paylaşmaya başlıyorsunuz. Yaşınızın daha olgunlaşmamış olduğunu, daha küçük olduğunuzu biliyorsunuz. Çevrenizdeki insanlar sizi ciddi görmese bile, gerçekten ciddi bir ilişkinizin olduğunu biliyorsunuz. Bu ciddiyet üzerine yığınla hayaller kuruyor ve eskiyi unutmaya, yeni güzel günlere yelken açmaya başlıyorsunuz. Umutlarınız tekrar yeşermeye başlıyor ve hayatınızdaki bunca olumsuzluğa rağmen, onun için hayata tutunuyorsunuz, seviyorsunuz… Gün geliyor; eskiden babam dediğiniz adamı tanımazken-hatırlamazken, çocuklarınız size anne-baba der olmuş. Şimdi üzüldüğüm nokta ne diye soracak olabilirsiniz. Şu anki eşim yani sevgilimle, eskiden daha mutlu olabileceğimizi, ölenlerle ölünmeyeceğini anladığım vakitlerde üzülüyorum sevincimizi doyasıya yaşamadık diye..

Siz siz olun, anı yaşayın. İkinizden başkası sizin için sadece kıskançlık sebebi olur. İlişkinizde kıskançlıklara yer vermeyin. Vermeyin ki siz değil, onlar kıskansın.

2.683 kez okundu.
3 Yorum Yapıldı

Spam Yorumlarını Kaliteli Backlink Haline Getirin!

11 yıl önce Mehmet tarafından yazılmıştır.
anasayfa
anasayfa
anasayfa

Merhaba arkadaşlar,

Ben dahil, birçok blog yazarının başlıca sıkıntılarından birisi de konulara sürekli gelen spam yorumlardır. Spam yorumlar her ne kadar itici gelse de, doğru kullanıldığında sitenizin de kalitesini artırabilir. Web sitesine günlük konu ekleyen ve sürekli güncel tutan kişilerin siteleri genelde en fazla spam mesajına mağdur kalan siteler oluyor. Ben bu yorumları, sitemize birnevi saldırı niteliğinde görüyorum. Çünkü programlarla yapılan alakasız mesajlardan oluşuyor. Bugün bu saldırıyı aslında tersine çevireceğiz.

Bu makaleyi yazmadan önce çok araştırma yaptım. Acaba spam yorumları sitemizde editleyerek (düzenleyerek) işleme koysak nasıl olur? Bu sorunu hakkında birçok kişinin yorumu bulunuyor. Kimisi çok yararlı bulurken, kimisi spam yorumların konularınıza çok katkısı olmayacağı görüşünde… Aslında bakarsanız, her iki düşünce de doğru. Bu mesajları editleyip sitemizde yayınlarsak hem google sitemizi sever, üst sıralara çıkartır hemde spam yorumları modere etmiş oluruz. Spam yorumların çok katkısı olmayacağı düşüncesi de doğru, ancak tek bir fark ile… Spam yorumu yapan programlar genelde aynı ip adresinde oluyorlar. Elbette tek ip numarasından yapılan yorumların sitemize çok katkı sağlayacağı düşünülemez. 10 gereksiz spam mesajın ikisini düzgün olarak kullanırsanız, olumlu geri dönüş aldığınızı görürsünüz. Eğer farklı isim ve ip adreslerinde yorum görüyorsanız bu sizin için bir fırsat, hemde büyük fırsat. Sürekli konunuza mesaj beklerken, google arama motorunda yükselmek isterken, size farklı ip adresinde yüzlerce yorum olduğunu görürsünüz. Böyle durumlarda silmek yerine, akşamları sadece yarım saatinizi ayırarak, hızlıca bu mesajları modere edebilirsiniz.

Unutmayın ki yorumsuz konu, susuz tarlaya benzer.

2.034 kez okundu.
5 Yorum Yapıldı