Lise yılları boyunca herkes size “üniversiteye kapağı at, rahatlarsın!” diye nasihat vermiş olsa da, üniversiteye başladıktan sonra durumun o kadar iyi olmadığını kısa sürede fark edersiniz. Hele bir de gurbette üniversite okuyorsanız, “ay sonunu getirme” çabaları da yavaş yavaş boy göstermeye başlayacaktır. Bunların hepsine ek olarak, üniversiteniz bittiğinde iş bulup iş başı yapana kadar geçecek süreçte burslarınız kesilip, ailenizden gelen para da azalmaya başladığında harcayabileceğiniz bir birikim yapmanız gerekir.
Tüm bu düşüncelere ek olarak üniversite süresi boyunca arkadaşlarınızın katılacağı partilerde, gezilerde, yurt dışı seyahatlerinde aklınızın kalacağı da kaçınılmaz bir gerçek. Hem birikim yapıp, hem de bu aktivitelere katılmak nasıl mümkün olacak diye düşünmek yerine; hemen kendinize bir kavanoz, ayakkabı kutusu gibi geniş hacimli bir kap alarak bozuklukları biriktirmeye başlayın!
Kendinize belirlediğiniz hedefi de çok küçük tutmayın. Büyük bir hedef koyun. Türkiye’yi gezmek, trenle Avrupa turu yapmak, Amerika’ya gitmek veya motosiklet almak belirlediğiniz hedeflerden bir tanesi olabilir. Hedefinizi belirledikten sonra yapacağınız ilk işte günlük alt limit belirlemek olsun. Tavsiyemiz, günde 3-4 TL ile birikiminize başlayıp, ara ara kumbaranıza ara ödemeler yapmak. Mesela günde 4 TL biriktirmeye başlasanız, bir ayda 120 TL eder. Her burs gününüzde kumbaranıza 50 TL atsanız ve her ailenizden para geldiğinde de 30 TL atsanız, her ay 200 TL para biriktirmiş olursunuz. Bunu bir yıl olarak düşündüğünüzde yılda 2000 Türk Lirası gibi bir birikiminiz olmuş olur.
Bu birikiminiz sayesinde büyük bir hedefinizi gerçekleştirebileceğiniz gibi; aynı zamanda birikiminizi yapabilmek için sağlıklı beslenmeye, alkol, sigara gibi alışkanlıklardan uzak durmaya ve evde vakit geçirebilmek için derslerinize yoğunlaşmaya da fırsat bulabileceksiniz demektir. Hem büyük bir hayal gerçekleştirip, hem de başarılı bir öğrenci olmak sizin elinizde. Yapacağınız bu birikim ile hayatınızın genel düzenini de bir bakımdan oluşturmuş olup, mezuniyetiniz sonrasında yapacağınız iş başvurularında da şimdiden birkaç adım önde olacağınızı büyük bir açık yüreklilik ile söyleyebiliriz. Hem öğrenciliğin, hem hayatın, hem de keyifli bir birikim yapmanın keyfini çıkartın!
İzmir’de yer alan bir diğer üniversite Dokuz Eylül Üniversitesi’nin aksine, Ege Üniversitesi’nde neredeyse fakültelerin tamamı tek bir kampüs içerisinde toplanmış durumda. Bu kampüste İzmir’in en güzel ilçelerinden birisi olan Bornova’da! Bence buraya kadar söylediğim 3 cümle Ege Üniversitesi’ni tercih etmek için fazlasıyla yeterli. Ama yine de detaylara inmekte fayda var.
İzmir’in Bornova ilçesinde yer alan Ege Üniversitesi Kampüsü, hem sosyal yaşam, hem ulaşım, hem de öğrenci olanakları bakımından oldukça olumlu yönde. Türkiye’de ilk kurulan üniversitelerden birisi olma özelliğini taşıyan Ege Üniversitesi de, ilklerden birisi olduğu için bu ayrıcalığı size eğitim kalitesiyle hissettiriyor. Köklü bir üniversite olma özelliğini öğrencilerine sadece teoriksel eğitim olarak değil; pratik eğitimi ve sosyal olarak girişimsel bir ruh kazandırması da Ege Üniversitesi’nin en büyük artılarından bir tanesi.
Ege Üniversitesi’nin Bornova Kampüsü’nde yer alan fakülteler;
Bu fakülteler dışında Ödemiş’te Sağlık Yüksekokulu yer alırken Çeşme ilçesinde de Ege Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu bulunuyor.
Kampüs içerisindeki spor salonları, futbol, basketbol, voleybol ve plaj voleybolu sahaları, sineması, konferans salonları, tiyatro salonları, olimpik yüzme havuzu, metro istasyonu, tenis kortu, 4 katlı kütüphane ve sayısız kafe bulunduran Ege Üniversitesi, eğitim alanında olduğu kadar sosyalleşme alanında da köklü bir üniversite olduğunu her açıdan gösteriyor. Hatta kampüsün içerisinde üniversiteye bağlı olan bir öğrenci köyü bile mevcut! Bu kadar çok şey saydıktan sonra kampüs ile iç içe yer alan Forum Bornova Açık Hava AVM’sini söylemeyecektim ama, gittiğinizde nasıl olsa göreceksiniz. 🙂
Böylesine köklü bir sosyal yapıya sahip olan üniversitede normal olarak sayısız da öğrenci kulübü mevcut. Her öğrenci kendi yetenek ve hobilerini geliştirmek için bu kulüplerden “en az” bir tanesine üye. Her yıl, üniversite tarafından pek çok ünlü ismin bir arada yer aldığı festivaller düzenleniyor. Bu festivallerde imza günleri, konserler, sayısız etkinlikler bir arada yer alıyor. Bağlı olduğunuz/olacağınız kulüpler ile bu festivallerde boy göstermek ise ayrı bir keyif.
Metro’nun üniversitenin içine kadar giriyor olması ise ulaşım sorununu tamamıyla ortadan kaldırıyor. Hele biraz da güneş var ise, Bornova’nın merkezine yürüme gidenlerin sayısı da bir hayli artıyor. Böylesine kolay ulaşımın sağlandığı ve içerisinde sayısız aktivite şansı sunulan Ege Üniversitesi, girişlerde katı bir kimlik kontrolü yapıyor. İçerideki tüm aktivitelerin sadece öğrencilere özgü olmasını isteyen üniversite yönetimi, üniversite girişlerine turnikeler yerleştirerek sadece kimliği olan öğrenci ve personellerin içeri girmesine olanak sağlıyor. Bu öğrencilerin özgürlüğü için olduğu kadar güvenliği için de oldukça önemli.
Kampüs dışarısında vakit geçirmek isteyen öğrencilerin uğrak noktası ise Bornova Küçükpark’ta yer alan birbirinden ilgi çekici yüzlerce mekan! İsterseniz ring otobüs ile, isterseniz yürüyerek kampüsten kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz.
Bu kadar güzel şeyden bahsettikten sonra belki de tek negatif özellik olan ev kiralarına gelebiliriz. Dokuz Eylül Üniversitesi’ne oranla ev kiraları biraz daha pahalı. 2+1 evler 850 TL gibi yüksek rakamlardan kiralanmaya başlıyor. Eğer evin yeri, katı ve konumu da biraz güzelleşirse 1500 TL gibi asgari ücretten fazla kiralar ile de karşılaşabilirsiniz. Kampüse biraz daha uzaklaşmayı göze alırsanız da kiralar 550-600 TL civarlarına geriliyor. Eğer ev tutmak yerine özel veya KYK yurtlarında konaklamayı tercih ederseniz üniversite içerisinde mevcut. Aynı şekilde üniversitenin bünyesinde olan Öğrenci Köyü’de konaklanabilen alanlar arasında. Kampüsün etrafında da her üniversitede olduğu gibi onlarca özel yurtta mevcut.
Ege Üniversitesi için de söyleyebileceklerim bu kadar. Eğer bir Ege’li olacaksanız üniversite hayatınız sonrasında çok renkli bir kişiliğe sahip olacağınız da kaçınılmaz bir gerçek!
Üniversite sınavlarının yaklaşmasıyla birlikte özellikle sınavdan ümidi olan öğrencilerde “tercih” düşünceleri hat safhaya ulaştı. Biz de Türkiye’de yer alan üniversiteleri adım adım inceleyerek, hangi üniversitenin hangi yönünden iyi olduğunu araştırıyoruz. Bu gün ki araştırmamızın konusu da Antalya’da yer alan Akdeniz Üniversitesi!
Genellikle “tatil” kelimesi ile aynı cümlede yer almaya alışkın olan Antalya şehri, doğası, denizi ve her geçen gün turizm sayesinde gelişen şehir yapısı ile birlikte bir öğrenci cenneti olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu durumda öğrenciler için onlarca hatta yüzlerce hobi, ek uğraş ve kendini geliştirme etkinliklerinin kapısını aralıyor.
Öncelikli gelir kaynağı turizm olan bu güzel şehrimizin her ne kadar sanayi bölümü gelişmiş olsa da, öğrencilerin gelişim ve aktivite gösterebilmesi için gerekli olan her şey turizm ayağı ile alakalı. Hadi, şimdi Akdeniz Üniversitesi’ni tercih edecek olan arkadaşlarımızın yapabilecekleri aktiviteleri özetleyerek tanıtalım.
Rafting!
Turizmi ile tanınan güzide şehrimiz Antalya’da su sporlarının her türlüsünü yapmanız mümkün. Denizi ile adeta cennetten bir kesit andıran Antalya’da üniversite arkadaşlarınız ile birlikte raftinge katılabilir, kendinizi rafting alanında geliştirebilirsiniz. Hatta kendinize bir ekip kurup, bol pratik yaparak rafting yarışmalarında boy bile gösterebilirsiniz. Kim bilir, belki de öğrencilik bir madalya ile bitecek?
Tatil!
Antalya’nın cennet görünümüne alıştıktan sonra çevrenizden duyacağınız “Bu yaz nereye gitsem?” soruları size garip gelmeye başlayacaktır. Bırakın onlar düşünsün, siz her yaz Antalya’da kumsal kumsal gezerken fotoğraflarınız ile onlara da fikir verirsiniz.
Kültür Bombası!
Turizm dedik, Antalya dedik, tatil dedik; halen anlamadın mı? Yılın her mevsiminde akın akın gelen turistler bir yana, dünyanın her yerinde cennet güzelliği ile tanınan bu şehre Erasmus ve öğrenci değişimi programları ile gelenler diğer yana. Yabancı dilin belini kırıp, kültür patlaması yaşamaya hazırsan, tercihlerde Antalya’yı yazmayı unutma!
Deniz Ürünleri
Akdeniz’in o tuzlu sularından her mevsim çıkan, taze ve lezzetli deniz mahsulleri ile en az 4 yıl geçireceksin. Vitaminler, proteinler havada uçuşacak! Lise arkadaşların hala hamsi ayıklarken sen avokadolu karides yiyeceksin!
Kaleiçi
Antalya’da üniversite okumanın en güzel yanı, sürekli olarak kapalı alanlara tıkılıp kalmama şansın! Kampüsün hemen yakınında yer alan Kaleiçi’ne gidip, ister manzaranın keyfini çıkartır, ister doyum olmayan manzaraya karşı vizelerine çalışabilirsin.
Her yıl binlerce öğrencinin katıldığı üniversite sınavları sonrasında başarılı geçenlerin de başarısız geçenlerin de tek bir ortak derdi oluyor “Şimdi hangi üniversiteyi yazacağım?”. Bu soruya cevap arayışınıza kolaylık sunmak bakımından Dokuz Eylül Üniversitesi’ni tüm detayları ile kaleme almaya çalıştık. Buyrun, beraber inceleyelim.
Neredeyse her öğrencinin hayallerinin bir köşesinde yer edinmiş olan İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi gibi kaliteli bir üniversiteye sahip. Toplamda 4 kampüsü bulunan üniversitenin 3 kampüsü Buca’da yer oluyor. Bu yüzden İzmir’den önce Buca’yı araştırıp tanımakta fayda var.
Buca, İzmir’in en büyük ilçelerinden bir tanesi olması özelliğini taşıdığı için bir büyük şehir ilçesine yakışacak kalabalığa sahip. Bu da trafik sorununu peşinde getiriyor. Özellikle iş giriş ve çıkış saatlerinde trafik kitlenecek duruma gelebiliyor. İzmir merkezken bineceğiniz İzban, Buca’nın girişi sayılabilecek Şirinyer’e kadar getiriyor. Bu kısımdan sonra da bir çok otobüs hattı mevcut. Denize kıyısı olmadığı için İzmir havasını soluyamayacağınızı düşünseniz de, kampüs etrafındaki yerleşim yerleri öğrenci kucaklaması bakımından oldukça anaç durumda.
KAMPÜS ULAŞIM HARİTASI
Şimdi sırasıyla Dokuz Eylül Üniversitesi’nin kampüslerini inceleyelim. İnceleyeceğimiz kampüslerden ilki; Tınaztepe kampüsü. Tınaztepe, Buca’nın en uç noktasında yer alan bir bölüm. Bu yüzden kampüse ulaşımda biraz yokuş tırmanmak gerekiyor, adı üstünde Tınaztepe! İşletme fakültesi, fen-edebiyat fakültesi, mimarlık fakültesi, yabancı diller yüksek okulu ve mühendislik fakülteleri Tınaztepe kampüsünde yer alıyor. Bu kadar çok fakülte barındırması sebebiyle de Dokuz Eylül Üniversitesi’nin en büyük kampüsü olma özelliğini taşıyor. Kampüsün içerisinde ise kafeler, sinema, spor salonu, kütüphane, futbol sahası, fast-food’lar olmasıyla, Dokuz Eylül’ün merkez kampüsü olarak gösterilebilecek düzeyde. Bu kampüse belediye otobüsleri ile kapıya kadar gelerek, kampüs içerisinde de ringleri kullanarak rahat bir ulaşım sağlayabilirsiniz. Eğer dersiniz sabah erken başlayıp, akşam geç bitiyorsa, belediye otobüsleri kampüsün içine de giriyor.
TINAZTEPE KAMPÜS GİRİŞİ (MERAK EDENLER İÇİN)
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde ikinci bahsedeceğimiz kampüs ise Dokuzçeşmeler Kampüsü. Hukuk ve İİBF’nin yer alması sebebiyle yoğun bir protesto trafiğine sahip olan Dokuzçeşmeler Kampüsü, Tınaztepe kampüsüne göre daha merkezi bir konumda. Hukuk ve İİBF’nin yer alması ve merkezi bir konumda olması sebebiyle de bir çok fotokopici kampüsün etrafını sarmış durumda. Merkezi konumun ikinci bir avantajı olarak da hem kampüs içinde hem de kampüs etrafında fazlasıyla kafe mevcut. Yakın bir alanda ise Hasanağa Parkı bulunuyor. Bu parkın içerisinde tenis, voleybol ve basketbol sahaları, spor aletleri, paten, bisiklet ve kaykay alanları, yürüyüş parkurları ve çocuk parkları binlerce ağacın altında yer alıyor. Neredeyse yeşil olmayan tek bir noktası bile kalmamış Hasanağa Parkı, Dokuzçeşmeler Kampüsü’nün en can alıcı özelliklerinden bir tanesi. Daha merkezi bir konum olması sebebiyle de Tınaztepe kampüsüne ulaşımdan daha rahat bir ulaşım söz konusu.
Buca’da yer alan bir diğer kampüs ise Eğitim Fakültesi Kampüsü. Kampüse adını vermiş olan Eğitim Fakültelerine ek olarak birkaç tane de yüksekokul bu kampüs içerisinde yer alıyor. Buca’nın en merkezi konumunda olan bu kampüs, sakin ve düzenli bir yapıya sahip. Çevresini etkilemiş olması rahatlıkla anlaşılacak olan kampüse çok yakın “Öğretmen Evleri Sokağı” yer alıyor. Bu sokakta ve fakülte civarında çok fazla nezih kafe ve restoran mevcut. Ulaşım da tahmin edebileceğiniz gibi diğer fakültelere oranla çok daha rahat.
Diğer büyük kampüs olan Balçova Kampüsü İzmir şehir merkezinde olduğu için, orayı tanıtmadan önce Buca’daki genel yaşam ve ev kiraları hakkında biraz bilgi vermek gerekir. Buca’da öğrenciler için uygun olan 2+1 evler 550 TL civarında rakamdan başlarken 1200 TL’ye kadar yükselebiliyor. Kampüsün içerisinde üniversitenin kendi yurdu bulunurken, kampüs içinde ve etrafında KYK yurtları ve bolca da özel yurt mevcut. Eğer Dokuz Eylül Üniversitesi’ni tercihlerinize yazacaksanız bilmeniz gereken en önemli şey İzmir’e değil, Buca’ya geliyor oluşunuz! Çünkü Buca, İzmir’in çok bilinen Alsancak, Göztepe, Karşıyaka gibi ilçelerine bir hayli uzak. En yakın olan Alsancak’a gitmek için en az 30 ila 35 dakikalık arasında bir mesafe kat etmeniz gerekecek.
Dördüncü olarak tanıtacağımız kampüs ise Balçova Kampüsü. Balçova kampüsü, deniz kenarında sayılabilecek kadar denize yakın olarak konumlandırılmış. İçerisinde Tıp Fakültesi ve hemşirelik bölümleri yer alan bu kampüs, eğlence yerlerine, mesire alanlarına, İnciraltı’na, Teleferik’e, Agora’ya, Özdilek’e oldukça yakın. Bunlara oranla da ev kiraları Buca’ya oranla biraz daha yüksek. Ulaşım bakımından ise metro, otobüs ve dolmuş olmak üzere bir çok seçenek mevcut. Yine kampüs içerisinde ve etrafında KYK yurtları var iken, kampüs çevresinde bir çok özel yurt bulmak da mümkün.
Dokuz Eylül Üniversitesi’ni tercih eden ve öğrencisi olacak arkadaşlarıma inşallah yararlı bir yazı olmuştur.
Teşekkür ederim.
Eğer ki üniversite sınavına başvururken çekindiğimiz o fotoğrafı “bunu 4 yıl cebinde taşıyacaksın, ona göre!” diye bizi uyarsalardı, biz de böyle meşakkatli işler ile uğraşmazdık. Eğer siz de benim gibi herhangi bir yerde kimliği çıkartmaktansa fazla para ödemeyi göze alanlardansanız, merak etmeyin, çözümünü buldum!
Bir webcam aracılığı ile çekilerek burnumuz ile kulaklarımızın, kaşlarımız ile bıyıklarımızın er değiştirdiği o nadide fotoğraftan sen de kurtulmak istiyorsun değil mi? Merak etme, her ne kadar öğrenci işleri mırın kırın etse de, çok pratik bir şekilde çözüme ulaşabilmenin bir yöntemi var, nasıl mı? Adım adım anlattım, işte şu şekilde;
Hepsi bu kadar! Artık dilediğiniz her ortamda rahatlıkla kimliğinizi kullanabileceksiniz! ☺