Bazen gözlerle ifade edilemez duygular..O zaman kalemin gücü başlar..

Kepçe Kulak Ameliyatı Nasıl Yapılır? Sonuçları Nelerdir?

11 yıl önce Mehmet tarafından yazılmıştır.
anasayfa
anasayfa
anasayfa

Kulak yapısı normalden daha büyük ve şekil bozukluğu olan kişilere kulak deformitesi yada kepçe kulak ismi verilmektedir. Kepçe kulak ile normal kulak arasında gerçekte boyut olarak hiçbir fark olmamasına rağmen, sadece kişinin kulak kıkırdağı yapısından kaynaklanan şekil bozukluğunun bariz olarak görülmesidir. Kepçe kulak sorunu, kafa yapısı ile kulak arasında olması gerekenden daha geniş açı ve bu açının dışarı doğru olması ile kulağın orta kısmından yukarı doğru simetrik olması gereken kıvrımların oluşmamış ve dümdüz olmasıdır.

 

Kepçe kulak ameliyatı, kulak yapısının tamamen değiştirilmesi ve estetik bir görünüm kazandırılması amacı ile yapılmaktadır.  Ameliyat, kulak yapısındaki soruna bağlı olarak farklı yöntemlerle yapılır. Kulak ile kafa yapısı arasında açı farkı olduğu durumlarda, kulağın kafa ile birleşme noktasına yeteri kadar dikiş atılmak sureti ile açı daraltılır ve kulağa natürel bir görünüm kazandırılır. Yapılan işlemin kulak arkasında olması nedeniyle görünür bir ameliyat izi olmamaktadır. Kulağın kıkırdak yapısından kaynaklanan kepçe kulak sorunlarında kulak, arkadaki deri kısmından kesilerek, kıkırdak açığa çıkarılır ve kıkırdak kıvrımları üzerinde düzenlemeler yapılarak  doğal bir görünüm kazandırılır. Kepçe kulak estetiği öncesinde, aynanın karşısında kulaklarınızı arkaya doğru bastırarak yada parmak uçlarınızla kulağınızın üst kısmına ve orta kısmına bastırarak prova yapabilirsiniz. Bu sayede tam olarak olmasada yaklaşık olarak ameliyat sonrası nasıl görüneceğiz hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

 

Kepçe kulak estetik ameliyatları zaruret olmadığı hallerde lokal anestezi yardımı ile yapılır. Yapılan operasyonların tamamı kulak arkasından olduğundan ameliyat sonrası iz neredeyse yok denecek kadar azdır. Hasta ameliyat sonrası aynı gün taburcu edilir  ancak hastanın enfeksiyon oluşma riskine karşılık birkaç gün sokağa çıkması tavsiye edilmez. Ameliyat sonrasında tenisçi bandı takmak zorunlu değildir fakat takmanın faydası vardır.

Kepçe kulak ameliyatları için her hangi bir yaş sınırlaması yoktur. İlkokul çağında olan çocuklara dahi uygulanabilir. Hatta erken yaşlarda yapılacak olan ameliyat, ilerleyen yaşlarda psikolojik olarak ortaya çıkabilecek olan sorunların engellenmesi açısından oldukça yararlıdır.

 

Ameliyat sonrası oluşabilecek sorunlar,

Her ameliyatta olduğu gibi estetik kepçe kulak ameliyatında ve sonrasında  bir takım riskler görülmesi normaldir. Hastanın doktor tavsiyelerine uyması, doktorun gerekli tedbirleri alması sonucunda bu riskler oldukça azaltılabilir.

  • En sık görülen ve en çok korkulan komplikasyon ameliyat sonrası olaşan enfeksiyondur. Yapısı itibariyle iltihaplanması oldukça zor olan kıkırdakta, eğer enfeksiyon oluşursa hızla ilerleyerek kulak şeklinin bozulmasına neden olabilir.
  • Estetik kulak ameliyatları sonrasında görülen sorunlardan biriside asimetri sorunudur. Ameliyat öncesi simetrik olan kulakların, ameliyat sonrasında simetrisi bozulabilmektedir.
  • Kepçe kulak sorunu ile yapılan operasyon sonrasında açı fazla daraltılmış ve kafa yapısına aşırı yakınlaştırılmış olabilir.

 

Estetik Kepçe Kulak Ameliyatı sonrası, az miktarda ağrı yada sızı olması normaldir. Ameliyat sonrası ağrı kesici ve antibiyotik tedavisi hastaları oldukça rahatlatır. Kulak etrafında şişlik yada morluk oluşmaz. Ameliyat sonrası tamamen iyileşme süresi ortalama 4-6 hafta arasındadır. Bayan hastalar ameliyat sonrası kullanacakları saç bandı ile hemen normal yaşama dönebilir ancak erkek hastaların saç bandı kullanması normal karşılanmayacağı için birkaç gün dışarı çıkmakta sorun yaşayabilirler. Sonuçta kepçe kulak ameliyatı sonrasında kulaklarınız küçülmez yalnızca şekli değişir ama çoğunlukla eskisinden daha doğal bir görünüm kazandırılarak hastaların memnuniyeti sağlanır.

1.630 Kere okundu
Yorum Yok :(

Gitme!

11 yıl önce Mehmet tarafından yazılmıştır.
anasayfa
anasayfa
anasayfa

Mesela, yanımda olsaydın güzel olurdu. Uçurtma uçururduk belki. Pamuk şeker yerdik ben çok severim şekeri, öğrenirdin. Yanımda olurdun en basitinden. Beni severdin, özlerdin, film izlerdik, korku filmi hemde. Korkup sana sarılabilirdim mesela. “Korkma ben yanındayım, bu sadece bi film.” deyip dalga geçebilirdin benimle, gülerdik. Düşünsene beraber gülerdik. Beraber ağlardık hatta. Gözyaşlarımı silerdin sen, bende senin burnunu öperdim. Yine gülerdik. Her şeyi sana anlatırdım sıkılmadan dinlerdin. İçerdik belki? Sarhoş olurduk. Ne güzel olur ama. Ben sarhoşken sana hiç söyleyemeyeceğim şeyleri söylerdim belki. Sen yine gülerdin. Bildiğim fıkraları anlatırdım sana. Uyuduğun zaman izleyebilirdim seni. Pasta alırdık, pastayı yüzüne bulaştırırdım belki. Su savaşı yapabiliriz mesela. Hatta sulu boya da yapardık seninle. Seninki daha güzel olurdu kıskanırdım.Kokunu içime çekerdim. Öyle güzel kokardın ki boynunda uyumak isterdim.Gitmezdin yanımdan, bir saniye bile. Hep beraber olurduk. Balık tutardık. Sonra yerdik onları. Ellerimle yedirebilirim sana. Kılçıklarını ayıklardım belki. Şiir okurdun bana. Bilirsin çok severim şiiri… Fotoğraflarımı çekerdin . Beraber çekinirdik . Öperdin belki de, durmadan öpebilirdin beni. Utanabilirim yanında, kızma. Sarılırdın belki de. Hep sarıl asla bırakma. Ellerini tutunca kalbimin hızlanmasını açıklayamazdım. Gülerdin yine. Olsun sen hep gül bana. Gül diye elimden gelen tüm şebeklikleri yapabilirim senin için. Gitmeni istemediğimi biliyorsun. O yüzden sen hep gül bana ama gitme..

2.148 Kere okundu
Yorum Yok :(

Bugün Sen Oldum!

11 yıl önce Mehmet tarafından yazılmıştır.
anasayfa
anasayfa
anasayfa

Facebook’u açtım, yakışıklı bir çocuğa sırf konuşmak için “tanışıyor muyduk biz?” yazdım, sonra bir başka çocuğun fotoğraflarını beğendim. Bir diğer yakışıklının da durumlarını. 2-3 dakikaya yazdılar bana “selaam” diye, sanki hepsiyle her gün konuşuyormuşum gibi, sanki yakınlarımmış gibi, sanki senin kadar yavşakmışım gibi “canımm” yazdım. Nasıl olduğumu sordular ilk, sonra sevgilimin olup olmadığını merak ettiler. “Yok” dedim, sonra da yavşak yavşak gülücükler yolladım, hihihi yazdım. Yetmedi birine telefon numaramı verdim, haftaya buluşacağız. Sizin evin oralarda. Sonra aklıma gelen isimleri yazdım ve ne kadar yakışıklı, taş varsa arkadaşlık isteği gönderdim. Kabul ettiklerinde de “ben eklemedim ki yae, yanlışlık oldu sanırım” diyerek muhabbete başladım, biri yazıyor, yazımı bitirmeyi bekliyorum cevap vermek için.
Twitter’a girdim, takip ettim kim var kim yok. Adamın yazdığı tek şey “sıkıldım” olmasına rağmen, sırf yakışıklı diye mention attım. Sarkıntılık yaptım.
Düştüm de düştüm. Kendimi tanıyamadım, ama seni tanıdım. Diyordun ya tanımıyorsun diye, bak tanıdım, yemin ediyorum ruh halini anladım. Sen ilgiye muhtaç bir köpekten başka hiçbir şey değilsin.

2.030 Kere okundu
Yorum Yok :(

Evliya çelebi kimdir?

11 yıl önce Mehmet tarafından yazılmıştır.
anasayfa
anasayfa
anasayfa

Soyu Kütahya’ya dayanan, İstanbul’un Unkapanı semtinde 1611 yılında dünyaya gelen Evliya Çelebi’nin asıl adı Derviş Mehmed Zillî’dir. 17. Yüzyılda yaşamış ve hem o dönemin hem de bugünün en önemli gezginlerinden kabul edilen Evliya Çelebi kırk yılı aşkın süreyle Osmanlı topraklarını gezmiş ve gördüklerini bugün bile edebi bilimlerde ders olarak verilen “Seyahatname” adlı eserinde toplamıştır.

Çok iyi bir eğitim gören Çelebi, saraya özgü bir okul olan Enderun’da eğitim görmüştür. Okul eğitiminin yanında özel eğitmenlerden Kur’an, Arapça, hat, yabancı dil dersleri de almıştır. Sesinin güzelliğiyle de tanınan Evliya Çelebi genç yaşlarda musiki derslerine de devam etmiştir. Eğitim hayatını bitirdikten sonra saray içerisinde görev alan Evliya Çelebi kısa sürede padişahın ve saray ileri gelenlerini beğenisini almıştır ve güvenilirliği bakımından sarayda daha üst mevkilere atanması düşünülmüştür.

Evliya Çelebi yapısı gereğiyle sabit işlere arzuyla bağlanamamıştır. Küçüklüğünden beri içinde müthiş bir seyahat arzusu olduğunu dile getirmiştir. Bu yüzden saray görevlerinde fazla zaman harcamayarak bir rüya üzerine dillere destan gezilerine başlamıştır. Rivayete göre Çelebi rüyasında Peygamber Efendimizi görmüş ve yanına yaklaşıp “Şefaat ya Resulallah” diyeceği yerde “Seyahat ya Resulallah” demiştir. Bunun üzerinde çeşitli tehlikeler, hadiseler ve tecrübelerle dolu seyahatleri başlamış, 70 yaşına kadar sürmüştür. Seyahatleri sırasında savaşlara bile katılmıştır ve o anları mekân tasvirleriyle birlikte seyahatnamesinde kaleme almıştır. Genç yaşlarında İstanbul’un her köşesini gezdiğini seyahatnamesinde anlatan Evliya Çelebi gezmek için son olarak Mısır’a gitmiş, 1682 yılında vefat etmiştir.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10 ciltlik bir eserdir. Yalın ve duru bir dil kullanarak yazdığı bu eser ile Evliya Çelebi o dönem insanlarının yaşayış biçimleri, sosyal hayatları hakkında bilgiler vermiştir. Bu nedenle Seyahatname, Türk kültür tarihi açısından çok büyük önem arz eder.

1.557 Kere okundu
Yorum Yok :(

Mevlana kimdir?

11 yıl önce Mehmet tarafından yazılmıştır.
anasayfa
anasayfa
anasayfa

Geçmişten günümüze en büyük tasavvufçulardan olan Mevlana Celaleddin Rumi 30 Eylül 1207 yılında Horasan Ülkesi’nin Belh şehrinde (bugünkü Afganistan sınıfları içerisinde) dünyaya gelmiştir. Asıl adı Muhammed Celaleddin olan Mevlana Hazretleri’ ne, “Mevla’ya ait olan” anlamındaki “Mevlana” ismi kendisine eğitim yıllarında verilmiştir. Babası Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup “Bilginlerin Sultanı” unvanıyla tanınmış Bahaeddin Veled’dir.

Mevlana, henüz 9 yaşındayken yaşadığı bazı siyasi olaylar ve zorluklar nedeniyle ailesiyle birlikte Konya’ya göç etmiştir. Hayatı boyunca insanlığa hizmet için çalışan Mevlana Hz. âlimliği nedeniyle halk tarafından çok sevilmiş ve saygınlık kazanmıştır. Anadolulu anlamındaki “Rumi” lakabını alan Mevlana, daha küçük yaşlarda Nişabur Şehrinin en tanınmış mutasavvıfı olan Feridüddün Attar’ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır.

Günümüzde adı anılınca dostluğu ve barışı simgeleyen “ne olursan ol yine gel.” Sözünün sahibi Mevlana, Şam, Malatya, Erzincan, Sivas gibi Anadolu’nun birçok vilayetini dolaşmış, Hac vazifesini yerine getirmek için Küfe yolunu kullanarak Bağdat üzerinden Kâbe’ye gitmiş, yolculuğu sırasında tasavvufi bilgilerini insanlarla paylaşarak kısa sürede âlim lakabını almıştır.

Tasavvufi şiirler yazarak mecazi-esprili diliyle çevresindekileri kendine hayranlıkla bağlayan Mevlana, alimlikte kemal derecesine ulaştığı için dönemin ünlü yazarlarından Annemarie Schimmel tarafından hayat hikayesini konu alan kitabı yazılmıştır (Mevlana C. Rumi Büyük Mutasavvıfın Hayatı ve Eseri).

Hz. Muhammed (s.a.v) ‘e büyük bir aşkla bağlı olarak ve hayatını ona layık olmak için yaşayan Mevlana, bütün kazancını öğrencileri için harcamıştır. Mevlana kendi başlattığı “Mevlevilik” felsefi akımının öncüsü, bugünkü Çelebilerin atasıdır. Hayatının son demlerini yorulmuş ve sağlığı bozulmuş bir şekilde geçirmiş olan Mevlana 1273 yılında vefat etmiştir.

Mevlana’nın 800. Doğum yılı olan 2007 yılı UNESCO tarafından dünya Mevlana yılı ilan edilmiştir.

2.010 Kere okundu
Yorum Yok :(