Soyu Kütahya’ya dayanan, İstanbul’un Unkapanı semtinde 1611 yılında dünyaya gelen Evliya Çelebi’nin asıl adı Derviş Mehmed Zillî’dir. 17. Yüzyılda yaşamış ve hem o dönemin hem de bugünün en önemli gezginlerinden kabul edilen Evliya Çelebi kırk yılı aşkın süreyle Osmanlı topraklarını gezmiş ve gördüklerini bugün bile edebi bilimlerde ders olarak verilen “Seyahatname” adlı eserinde toplamıştır.
Çok iyi bir eğitim gören Çelebi, saraya özgü bir okul olan Enderun’da eğitim görmüştür. Okul eğitiminin yanında özel eğitmenlerden Kur’an, Arapça, hat, yabancı dil dersleri de almıştır. Sesinin güzelliğiyle de tanınan Evliya Çelebi genç yaşlarda musiki derslerine de devam etmiştir. Eğitim hayatını bitirdikten sonra saray içerisinde görev alan Evliya Çelebi kısa sürede padişahın ve saray ileri gelenlerini beğenisini almıştır ve güvenilirliği bakımından sarayda daha üst mevkilere atanması düşünülmüştür.
Evliya Çelebi yapısı gereğiyle sabit işlere arzuyla bağlanamamıştır. Küçüklüğünden beri içinde müthiş bir seyahat arzusu olduğunu dile getirmiştir. Bu yüzden saray görevlerinde fazla zaman harcamayarak bir rüya üzerine dillere destan gezilerine başlamıştır. Rivayete göre Çelebi rüyasında Peygamber Efendimizi görmüş ve yanına yaklaşıp “Şefaat ya Resulallah” diyeceği yerde “Seyahat ya Resulallah” demiştir. Bunun üzerinde çeşitli tehlikeler, hadiseler ve tecrübelerle dolu seyahatleri başlamış, 70 yaşına kadar sürmüştür. Seyahatleri sırasında savaşlara bile katılmıştır ve o anları mekân tasvirleriyle birlikte seyahatnamesinde kaleme almıştır. Genç yaşlarında İstanbul’un her köşesini gezdiğini seyahatnamesinde anlatan Evliya Çelebi gezmek için son olarak Mısır’a gitmiş, 1682 yılında vefat etmiştir.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10 ciltlik bir eserdir. Yalın ve duru bir dil kullanarak yazdığı bu eser ile Evliya Çelebi o dönem insanlarının yaşayış biçimleri, sosyal hayatları hakkında bilgiler vermiştir. Bu nedenle Seyahatname, Türk kültür tarihi açısından çok büyük önem arz eder.
Bir yanıt yazın